Sırt Çantamdaki Dünya - Bölüm 2

Sabahın ilk ışıklarıyla hava dahada ısınmadan uyanıp mayolarımı giyerek kemer halk plajına gittim daha önceden de dediğim gibi Çay bahçesinin içinden sağa dönünce taşlık bir plajda sıcacık bir Kemer denizine attım kendimi . Gerçekten su insanın üzerindeki tüm negatif enerjiyi alıyor . Yaklaşık 1,5 saat yüzdükten sonra çok geç olmadan saklıkente varmak istiyordum . Yüzdükten sonra hemen sağ taraftaki kabinde kuru kıyafetlerimi giydim ve çay bahçesinde kendime bir kahve ısmarlamak için oturdum. Qr kodla uygulamadan garson çağıra bastım ama meğerse sistemleri düzgün çalışmıyormuş bilmeden garsonun  azar işitmesine sebep oldum . Çay bahçesinde kahve ücreti 50 ₺ Kredi Kartı ile ödeme yapabilirsiniz bende öyle yaptım . Güzel manzaraya karşı keyif yaptım . Anın tadını çıkarttım.

Çekirdeksiz Mandalin Kampinge Veda

Kahvemi içtikten sonra hızlıca kampinge döndüm çadırımı ve çantamı toplayıp kendimi önceki gün gittiğim dolmuş duraklarının karşı tarafına attım biraz bekledikten sonra Antalya Expres yazan şehir içi dolmuşa bindim ve 55 ₺ ücret ödeyerek Antalya Otogarına geldim. Daha önceden araştırmıştım ama belki Saklıkent kanyonuna giden direk bir vasıta bulurum diye otogardaki ilk gördüğüm şoföre sordum ama cevap aynıydı. Saklıkent Kanyonuna Antalyadan direkt gidiş yok .Antalya Otogarından Seydikemere gitmek için bilet aldım ücret 130 ₺ saat 15:00 da kalkan minik otobüse bindim ben yazıhaneden aldım ama siz obilet sitesi üzerinden de alabilirsiniz 3 saat süren bir yolculuk sonrası nihayet seydikemere varmıştım .

Georgie Kamping

Seydikemerde Otobüsten indikten sonra Georgie Kampinge gitmek için Saklıkent dolmuşunu beklemeye başladım . Muğlada en sevdiğim uygulama hangi toplu taşıma aracına binerseniz binin temassız özelliği olan her kartla ödeme yapabiliyorsunuz . Akşam hava kararmadan çadırımı kurmaktı hedefim biraz stres olsamda vardığımda hava henüz aydınlıktı . Minibüs ücreti 50 ₺ Tam Kampingin önünde iniyorsunuz hatta ilk kalkış noktası orası . Gelelim neden burayı tercih ettiğime daha önceden ailemle burada çadır kurmuştum tam olarak Saklıkent kanyonunun girişinde önceden çardak denilen tahtalar üzerinde çadır kurmuştuk ama orada çadır kurmak sonradan yasaklanmış . Bu sefer çadırımı havuz kenarında İngiliz bir karavancının yanına kurmuştum . Manzaram çok güzeldi ama Tam kanyonun o muhteşem güzellikteki yükselen kaya duvarlarını görüyordum. Kamping alanı görüp görebileceğiniz en temiz tuvalete sahip kamping alanında önceki sefer çadır kurduğumuzda duşlardan sıcak su akıyordu ama bu sefer gittiğimde maalesef duşlarda sıcak su yoktu . Kalma ücreti eskiden çadır başı alınırken şimdi maalesef kişi başı alınıyor  300 ₺ biraz pazarlıkla gecelik 250₺ ye kaldım . Bir diğer olumlu özellik güvenli bir kamping alanı ve suyun içinde işletmeye ait oturup keyif yapabileceğiniz çardaklar var . En sevdiğim şey burada oturup suyun sesini dinlemek & geceleri yıldızları izlemekti.

İlk iş çadırımı kurduktan sonra çantama birkaç yiyecek atıp suyun kenarındaki yerlere kendimi atmak oldu suyun güzel sesini dinleyerek akşam yemeğimi yedim . Sonrasında akşam hava açık  olduğu için parlak yıldızlarla dolu gökyüzüne bakarak havuzun kenarındaki şezlongda anın tadını çıkartarak geçti . Çok yorgun olduğum  için erkenden uyudum . Georgie Kampinge yakın az ileride sağ tarafta bir market var ihtiyaçlarınızı buradan karşılayabilirsiniz . Yanınızda nakit paranız yoksa ibana ücreti atabiliyorsunuz. Marketin tam karşısında market sahiplerinin işlettiği bir kamping var çadırınızı suyun kenarına kurabiliyorsunuz ama tuvalet ihtiyacı için tarlanın içinden geçmeniz gerekiyor daha ucuz olmasına rağmen ben kamp alanımı değiştirmedim .

İkinci ve Üçüncü Hayal Gerçekleşiyor 

Daha önceden ailemle geldiğimle Saklıkent kanyonunu Cuma günü yürümüş baya ilerlemiş ancak babamın Cuma namazına yetişme durumu sebebiyle bir noktadan sonra dönmek zorunda kalmıştık dönerken aslında kanyonda baya yol katettiğimizin farkına varmış ama sondaki şelaleye gidemediğimiz için üzülmüştüm . Kendime hedef koydum bu seferki amacım o şelaleye gitmekti ne olursa olsun önüme hangi engel çıkarsa çıksın bu hedefimi gerçekleştirmeyi çok istiyordum  ve yaptım . 

Saklıkent Kanyonuna giriş 23 ₺ nakit ödeme oluyor ama benim gibi yanınızda nakit yoksa hemen yanındaki dondurmacı size yardımcı oluyor . Kanyona turnikelerden geçerek giriyorsunuz büyüleyici bir doğa içerinde tahta platform üzerinden suyun esas çıktığı yere gidiyorsunuz . Suyun ilk çıktığı yer gerçekten çok soğuk mümkün olduğunca çabuk geçmeye çalıştım geçen sefer geldiğimdeki gibi bu noktada şunu belirtmemde fayda var kanyonun girişinde kiralanan deniz ayakkabıları kanyonda yürüyüş yapmak için uygun değil çünkü delikli ayakkabıların içine ufak taşlar giriyor ve canınızı fena yakıyor terliklerde uygun değil kanyon yürüyüşlerinde ciddi burkulmalara neden olabiliyor. bunu daha önceden deneyimlediğim için subea’nın kumaş kaplı ve kaydırmaz deniz ayakkabılarını aldım . Size de şiddetle tavsiye ediyorum benim kanyonu yürüdüğüm Temmuz ayında su seviyesi oldukça düşüktü önceden dizlerime gelen su bu seferki yürüyüşümde bileklerimden yukarı çıkmıyordu. Kanyonda baya ilerledikten sonra tataa ! birde ne göreyim bir yazı asmışlar buradan öteye gitmek tehlikelidir diye . Yuvarlak yemek masası büyüklüğünde iki yanından sular akan bir kaya ve para karşılığı sondaki şelaleye götüren soyguncular vardı . Öyle bir kaya ki ayağınızı basıp kendinizi yukarı çıkartabileceğiniz bir yer yok mecbur üst taraftan gelen bir aileye elimi uzattım adam beni yukarı çekti içinde telefonum ve önemli kartlarım (nüfus cüzdanı &  kredi kartlarımı ) olan  su geçirmez kılıfımı adamın eşine verdim . Adam önce beni sonra bir başka adamı yukarı çekti . O aile olmasaydı hayalime ulaşamayacaktım . Bir adam ve iki oğluyla beraber sondaki şelaleye kadar yürüdük kaç kez dizlerimi kayalara vurdum sayamadım esas şelaleye kadar çok dar bir kayadan çıkmam gerekti baba ve oğulları bana çok yardımcı oldular çok çok teşekkür ederim şelaleye geldiğimde mutluluğum yüzümden okunuyordu . 

Erkenden Saklıkent  Kanyonunun sonuna gidebildiğim için aynı gün içinde gizli kent şelalesine de gitmek istedim kamping alanına dönüp kuru kıyafetlerimi  giydim kanyondan çıkmadan kendime mısır ısmarlamayı da ihmal etmedim 40₺  😊 Şelalede ıslanan mayolarımı da yanıma  alarak  gizli Kent şelalesine gitmek için yokuş tırmanmaya başladım bir süre sonra beni Saklıkent’e getiren dolmuşçu abi denk  geldi ve beni sözde 1km yazan tabelanın önünde bıraktı siz siz olun benim gibi helede  güneşin tepede olduğu saatlerde macera aramayın oraya arabayla gidilir ama her şeyde bir hayır vardır.  Ben sıcaktan bayılmak üzereyken yeni açılan bir dinlenme yeri Başak Gözleme Evi bana su ikram ettiler sen biraz soluklan dediler 😉yaklaşık 1,5 saat dinlendim ailenin yaptığı enfes gözleme ve buz gibi yayık ayranından aldım . 140 ₺ para ödedim çok çok güzel bir mekandı aslında şelalenin olduğu yere çok yaklaşmıştım ama bir adım daha atacak halim yoktu işletme sahipleri o kadar iyi o kadar yardımsever insanlar ki bana gerekirse eşinin bırakabileceğini söyledi ama oraya gelen bir çiftten rica ettim ve onların arabasıyla beraber gizli Kent şelalesine geldim araba ile giriş için 40₺ ücret alınıyor şelaleye ulaşmak için 200 basamak inip suyun içinde doğanın tadını çıkararak 350 metre yürümeniz gerekiyor merdivenlerin hemen bitimindeki yere kuru kıyafetlerimi emanet ederek sonuna kadar yürüdüm . Tek kelimeyle nefes kesici bir deneyimdi

Gizlikent Şelalesi

Gizlikent Şelalesi

Benim tavsiyem sizlere Saklıkent kanyonu etrafındaki işletmelerde vakit geçirmeniz bende öyle yaptım ertesi sabah erkenden toplanıp kahvaltı yapmak için kendimi içime çok sinen bir restoranta atmıştım normalde kahvaltı tabağı 175 tl ve bomboş bir tabak ama ben işletmeye vardığımdı bir turist kafilesi vardı bende onlarla beraber açık büfe kahvaltıdan aldım şanslı bir insanım kabul ediyorum.