Sırt Çantamdaki Dünya - Bölüm 1
Sırt Çantamdaki Dünya - Bölüm 1
Seyahat etmeye aşık keşfetme arzusuyla yanıp tutuşan tüm gezginlere selam olsun 😊 Türkiye’nin üç bölgesini gezmiş birçok kampingde çadır kurmuş biri olarak deneyimlerimi köşe yazısı olarak burada yazacağım .
İlk olarak en son gerçekleştirdiğim benim içinde sınırlarımı keşfettiğim 2000 km’den uzun olan seyahatimi anlatarak başlayacağım gezi yazıları serime . Herşeyi fiyatlarıyla paylaşacağım.

Seyahat etmeye aşık keşfetme arzusuyla yanıp tutuşan tüm gezginlere selam olsun 😊 Türkiye’nin üç bölgesini gezmiş birçok kampingde çadır kurmuş biri olarak deneyimlerimi köşe yazısı olarak burada yazacağım .

  İlk olarak en son gerçekleştirdiğim benim içinde sınırlarımı keşfettiğim 2000 km’den uzun olan seyahatimi anlatarak başlayacağım gezi yazıları serime . Herşeyi fiyatlarıyla paylaşacağım.

Macera Başlıyor :

Birçok kez değişen planım nihayet 4 Temmuz akşamı Ankara  - Kemer otobüs bileti almam ve otobüse binmemle başladı . İlk  defa tek başıma yanımda çadırım ve üç gözlü ağzına kadar dolu sırt çantam ve son gün decathlondan aldığım subea marka deniz ayakkabılarımla saatler öncesinden kendimi Aşti otogarına attım . Daha önceden ailemle çadır kurmuş ancak ilk defa kendim kurabilecek miyim kurup toplarken zorlanır mıyım diye düşünürken son akşam kemerdeki çadır kampingleri araştırırken buldum kendimi kalacağım yeri henüz net olarak belirlememiştim çünkü biraz spontane gelişiyordu kalma yerlerim  ama yolda çıkan sürprizlere her zaman açığım içime sinen bir kamping bulacağıma inanıyordum ve buldum 😊

Kemer otogarında indikten sonra 17 km yürüdüm ve iyice ağırlaşan çantamla sol taraftaki ilk kamping olan çekirdeksiz mandalin kampinge attım kendimi otogardayken burayı aramış ve resimleri ile zaten içime sinmişti bu kamping yanında hemen bir cami karşısındaki yolda Migros ve Bim vardı sınırlı bütçeyle çıktığım için yemek masraflarını buralardan alışveriş yaparak minumumda tuttum. Sabahın çok erken saatlerinde kampingde olduğum için direkt içeri girdim ve kendime uygun sonradan öğrendiğim her zaman gölge olan  bir alanda çadırımı kurdum ilk kurma aşamasında bana yardımcı olan komşu çadırdaki abla size çok teşekkür ederim .

Çadırımı kurduktan sonra uyuduğu için sonradan telefonumu arayan işletmeci Tolga Bey ile tanıştım kendisi çok yardımsever biri kimlik ve kalma ücreti olan 200 tl yi verdikten sonra Tolga Bey’in de yardımıyla şişme  yatağımı şişirdim. Kamping alanı çok temiz tuvalet, banyo , ortak kullanım buzdolabı kettle ve telefon şarj üniteleri ortak kullanım ocak ve bulaşık yıkama alanı mevcut . Ücret kişi başı alınıyor . Kamping alanı denize 7 dakika yürüme mesafesinde çok tatlış bir çay bahçesinin içinden sağ tarafa doğru dönünce otellerin işgal etmediği minicik bir kumsalda denize girebiliyorsunuz maalesef 

 Hızlıca kahvaltılık bir şeyler almak ve hayalini kurduğum göynük kanyonuna nasıl gideceğimi öğrenmek için keşfe çıktım . Bana yardımcı olan amca kanyona giden yolun ıssız olduğunu ve yürümem gerektiği konusunda beni tembihledi gitmeden önce yola bakmış ve 3 km olduğunu görmüş yürürüm ben ya demiştim ama o yol yürünmez yokuş ve çok sıcak. Hızlıca kahvaltımı yaptıktan sonra yol ücretini öğrenmek için kemer taksiyi aradığımda şoke oldum bana 150 tl ye götürdüklerini söyledi ☹Göynük kanyonuna gitmek için şehir içi dolmuşa bindim 14 tl ödedim ve yolun bitiminde indim ve karşıdaki taksiciye abiye göynük kanyonuna gitmek istediğimi kaç tl ye götürdüğünü sordum bana zam geldiğini ama en fazla 80 tl ödeyeceğimi söyledi 😊 Tabiki atladım  ve taksici abinin hoş sohbetiyle kanyonun girişine geldim. Taksilerde pos geçmiyor bilginize .

Hayallerin Gerçekleşmeye Başladığı Yer

Göynük Kanyonu : 

Göynük Kanyonunun girişinde sağ tarafta hediyelik eşya satan bir yer bulunuyor ben beğenemediğim için buzdolabı süsü almadım ama fiyatları 30 tl idi . Tam karşısında bir kafe var ben bir şeyler yiyip içmediğim için fiyatları bilmiyorum ama manzara doğa mükemmel girişten itibaren görülen iki gölet aslında insan yapımı . Kanyonda keyif yapabileceğiniz tam  3 işletme var .Kanyonda çeşitli aktiviteleri yaparak doğa ile iç içe vakit geçirebiliyorsunuz burası aynı zamanda dünyanın en uzun yürüyüş rotalarından biri olan likya yolunun bir etabı . Kanyonda benimde yapmış olduğum body rafting yani canyonning , bot turu , zipline ve  cano var benim hedefim body rafting yapmaktı bilet alırken kıza sorduğumda en güzel olanını aldığımı çünkü kanyonun tamamını göreceğimi söyledi  bilet ücreti 300 tl kart ile ödeme yapılabiliyor . Su geçirmez telefon kılıflarıda satılmakta ücret 100 tl kanyona girdikten sonra sol tarafınızda yapay göletleri görerek 2 km yürüyorsunuz yolun sonunda sizi bir cafe ve tuvaleti karşılıyor . Body Rafting aldıysanız buranın sonundaki sizi karşılayan beyaz arabaya binerek sallantılı ve biraz tehlikeli bir yoldan geçerek kanyonun esas girişine geliyorsunuz . Pickup tarzı arabalar sizi kanyonun girişine 100 metre kala bırakıyor merdivenlerden inince karşınıza çıkan manzarayla büyüleniyorsunuz . Hem bodyrafting hem bot turu buradan başlıyor. Turnikelerden geçtikten sonra eşyalarınızı kilitleyebileceğiniz kilitli dolaplar  ve üstünüzü değiştirebileceğiniz soyunma kabinleri var. Ben mayolarımı önceden giydiğim için sadece can yeleği ve kaskımı taktım sonrası çok zor oldu suyun ilk girişi 12 derece civarında buzz gibi ama bir kere girdikten sonra bir daha çıkmak istemiyorsunuz. Suya girmeyi zorlaştıran bir diğer etkende suda zıplayan örümceklerdi . Korkmayın sizden kaçıyorlar . Kanyonun ilk kısmı oldukça uzun bir yüzme etabı ikinci etabı ise diz seviyesinize gelen suda geçiyor. Uzun olan yüzme etabında derinlik 3-4 metre arasında değişiyor .

Göynük Kanyonu

Göynük Kanyonu

Yüzme kısmını bitirdikten sonrası şelaleye kadar daha az yorucu ama bir tık daha tehlikeli sondaki ana şelaleden hariç 3 adet küçük şelalecik var ve su gerçekten debisi yüksek bir şekilde akıyor önünde ayakta durmakta zorlanıyorsunuz tabiat anaya saygımın ve onun gücüne hayranlığımın arttığı bir andı minik şelaleyi geçmek için çokça efor sarfettikten sonra buradan oradan olmayacağını anlayarak başka bir yol aradım ve diğer bir kayaya tırmanarak bu etabı geçtim biraz daha ilerledikten sonra sizi bir merdiven karşılıyor .

 

İtiraf etmeliyim biraz zorlu buradan sonra iki küçük şelale daha geçerek esas şelaleye varıyoruz esas şelaleye doğru suyun derinliği yine ayaklarınızı hafifçe yerden kesiyor uzun boylular’ın ayağı yere değer . Vee sonuda şelaleye geldik😊 Bu fotoğrafı çektirebilmek benim için oldukça zor oldu bacaklarımı kollarımı kayalara vurmam minik şelaler ve hızla akan sular beni hedefimden uzaklaştıramadı .

 

Şelale dönüşünde yine aynı yoldan kanyona  girdiğiniz yere gidiyorsunuz dönüşte manzaram buydu ;

 

Doğaya bir kez daha aşık olarak yorgun ama hayaline ulaşmış olmanın mutluluğuyla pek huzurlu kampingime döndüm .

 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://blog.delitavsan.com/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Facebook Yorumları