Akdeniz Bölgesi'nde Gezilecek En Güzel Yerler
Akdeniz Bölgesi'nde Gezilecek En Güzel Yerler
Ülkemiz, 81 şehrinin her biriyle gezilecek birçok yer sunuyor. Her bir bölgemizin ve şehrimizin kendine ait güzellikleri, gelenekleri, kültürleri ve mutfakları mevcut. Nereye gidersen git doğal güzelliklerine hayran kalacağın ya da tarihi bir gezi yapabileceğin bir yer bulabilirsin. Türkiye’de gezilecek yerler listesi yapmak oldukça zorlaşıyor.

Aspendos Antik Tiyatrosu, Serik Antalya

Aspendos Antik Tiyatrosu, Serik Antalya

Serik’e yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta bulunan Aspendos Antik Tiyatrosu, Romalılar tarafından M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş. Anadolu’da Romalılar tarafından inşa edilen tiyatrolar arasında sahnesini günümüze kadar koruyan en eski tiyatro. Bu yüzden de Antalya’da en çok ziyaretçi alan yerler arasında. 12 bin kişiyi ağırlama kapasitesine sahip tiyatroda günümüzde hala Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Düden Şelalesi, Kepez

Düden Şelalesi, Kepez

Antalya Antalya’nın ilçesi Kepez’in sınırlarında konumlanan Düden Şelalesi, Antalya’nın en çok ziyaretçi alan noktalarından biri. Yaklaşık 40 kilometre yükseklikten akan suyun sesini dinlemek ve Antalya’nın sıcağında biraz olsun serinlemek için tercih edebileceğin şelale çevresinde piknik yapabileceğin alanlar bulunuyor. Piknik hazırlığı yapmadan gittiysen de üzülme şelalenin çevresinde yemek yiyebileceğin restoranlar var.

Kaputaş Plajı, Kaş Antalya

Kaputaş Plajı, Kaş Antalya

Kaputaş Plajı, Türkiye’nin en güzel plajı desem abartmış olmam çünkü dünya basınının hazırladığı listelerde bile kendine yer buluyor. 186 basamaktan inerek plaja ulaşmak biraz zorlayıcı olsa da gittiğine değeceğine yüzde yüz emin olabilirsin. Turkuaz rengin belki de daha önce hiç görmediğin bir tonunu görebileceğin plajın suyu yeraltı sularının süzülerek gelmesiyle oluşuyor. Bu yüzden de Antalya’nın diğer plajlarına göre daha serin. Serin suların kollarına kendini bırakmak için Antalya uçak bileti almaya ne dersin?

Patara Plajı, Kaş Antalya

Patara Plajı, Kaş Antalya

12 kilometre uzunluğundaki Patara Plajı’na Patara Antik Kenti’nin içinden bir yolculuk yapılarak ulaşılıyor. Hem böylece bir taşla iki kuş vurup antik kenti de gezmiş oluyorsun. Sonrasında plajın incecik kumlarına uzanarak güneşin tadını çıkarıyorsun. Patara Plajı’nın en önemli özelliği caretta carettaların yumurtalarını bıraktıkları plaj olması. Bu nedenle de koruma altına alınmış ve saat 20.00’a kadar plaj halkın kullanımına açık. Sonrasında plajın sahibi caretta carettalar plajın keyfini çıkarıyorlar.

 

Cennet Cehennem Mağaraları, Silifke Mersin

Cennet Cehennem Mağaraları, Silifke Mersin

Silifke’ye 25 kilometre uzakta olan Cennet Cehennem Mağaraları, yeraltı sularının kireç taşlarını eritmesiyle çöken iki büyük çukur aslında. Cennet çöküğüne inmek için 452 tane basamağı olan bir merdiven kullanılıyor. 300. basamakta Meryem Ana Kilisesi’ni görebilirsin. Çöküğün güney ucunda ise Zeus Tapınağı bulunuyor. O kadar basamağı inmişken tapınağı da mutlaka görmelisin. Cennet Çöküğünden çıkıp 75 metre kuzeye gittiğinde seni Cehennem Çöküğü karşılıyor. Çöküğün içine inmek mümkün değil ancak yukardan görebileceğin bir teras var.

Kız Kalesi, Erdemli Mersin

Kız Kalesi, Erdemli Mersin

Kıyıdan yaklaşık 600 metre uzaklıkta bir adada inşa edilmiş olan Kız Kalesi, birçok efsaneye konu oluyor. 8 tane burçla korunan kalenin avlusunda kilise ve sarnıç bulunuyor. Karayla bağlantısı zaman içerisinde kesilmiş olsa da bulunduğu mahalleye ve plaja da adını veriyor. Kız Kalesi Plajı’nda denizin keyfini çıkardıktan sonra kıyıdaki balıkçı tekneleriyle kaleyi gezmeye gidebilirsin. “Ben kendime güveniyorum kaleye kadar yüzerim” dersen orası sana kalmış.

Eğirdir Gölü, Eğirdir Isparta

Eğirdir Gölü, Eğirdir Isparta

Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü, ortalama 12 metre derinliğe sahip. Günün farklı saatlerinde değişik manzaralara sahne olan gölün çevresinde elma ve şeftali bahçeleri ve plajlar bulunuyor. Gölün kuzeybatı kısmında yer alan Bedre Plajı ve İstasyon mahallesinde konumlanan Altınkum Plajı, göl çevresinde yüzebileceğin en güzel iki plaj. Ayrıca gölde iki küçük ada da var. Can Ada ve Yeşilada son yıllarda göl suları azaldığı için kıyıya ve birbirlerine bağlı durumdalar.

Kuyucak Köyü, Isparta

Kuyucak Köyü, Isparta

Isparta şehir merkezinden yaklaşık 50 kilometre uzakta olan Kuyucak Köyü için Türkiye’nin lavanta cenneti diyebiliriz. Fransa’da bulunan Provence bölgesine benzetilen köy, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın Gelecek Turizm’de projesinin bir ürünü aslında. Lavanta kokulu köy olarak bilinen köyde bulunan lavanta tarlalarını mosmor görmek istersen Haziran ayının sonlarında ya da en geç Temmuz ayının başlarında gitmelisin. En iyi lavanta tarlalarını görmek için ara sokaklara girmeni öneririm.

Salda Gölü, Yeşilova Burdur

Salda Gölü, Yeşilova Burdur

Yeşilova ilçe merkezine sadece 4 kilometre uzaklıkta olan Salda Gölü, ziyaret edenlere turkuazın en güzel halini sunduğu için Türkiye’nin Maldivleri olarak anılıyor. Bir krater gölü olan Salda’nın en derin olduğu yerlerde rengi çivit mavisine dönüyor. Bir volkanik patlama sonucu oluştuğu için 184 metre derinliği var. Bu oranla da Türkiye’nin en derin gölleri arasında yer alıyor. Gölün suyunda bulunan magnezyum, soda ve kil sağlık sorunlarına da iyi geldiği için sağlık turizmi için de çok sık tercih ediliyor.

Antakya Arkeoloji Müzesi, Antakya Hatay

Antakya Arkeoloji Müzesi, Antakya Hatay

Çok zengin bir kültürel geçmişe sahip olan Hatay’ın Antakya ilçesinde konumlanan Antakya Arkeoloji Müzesi, 1930’lu yılların başında başlayıp 1940’lı yılların sonuna kadar süren araştırmalar ve kazılar sonucu ortaya çıkan eserlere ev sahipliği yapıyor. Müzenin esas zenginliğini Harbiye, Narlıca, Güzelburç ve Samandağ çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan mozaikler oluşturuyor. Hatta bu müze, mozaik koleksiyonuyla dünyanın en büyük mozaik koleksiyonları arasında yer alıyor.

Side Antik Kenti, Manavgat Antalya

Side Antik Kenti, Manavgat Antalya

Manavgat’a 7, Antalya şehir merkezine 80 kilometre uzaklıkta konumlanan Side Antik Kenti, Pamfilya’nın en önemli liman şehri olduğu için birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmış. Lidyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslıların izlerinin görülebileceği antik kent, tarihte bilinen ilk metropol olmasıyla öne çıkıyor. Side Antik Kenti’nin sınırları içinde 17 bin kişilik antik tiyatro, Apollon Tapınağı, şehre açılan şehir kapısı, hamamlar ve Vespasianus Çeşmesi bulunuyor. Şehir kapısının hemen yanında konumlanan Side Müzesi de buraya kadar gelmişken gezmen gereken yerlerden. Helenistik Dönem, Roma Dönemi ve Bizans Dönemi’ne ait eserleri müzede inceleyebilirsin.

Manavgat Şelalesi, Manavgat Antalya

Manavgat Şelalesi, Manavgat Antalya

Ülkemizin en güzel şelalelerinden biri olan Manavgat Şelalesi, Manavgat’a 3, Antalya merkezine ise 72 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Yaklaşık 5 metre yükseklikte bulunan falezlerden akan Manavgat Şelalesi, Antalya’nın kimi zaman bunaltıcı hale gelen sıcağında serinlemek için ideal bir nokta. Şelale çevresinde yemek yiyebileceğin ve çay ya da kahve içebileceğin birçok mekan bulunuyor. Ayrıca piknik malzemelerini hazırlayıp şelale çevresindeki alanlarda piknik de yapabilirsin. Manavgat Şelalesi’nde rafting ya da kano gibi su sporlarını da deneyimleyebilirsin ya da jeep safari turlarına katılabilirsin.

Damlataş Mağarası, Alanya Antalya

Damlataş Mağarası, Alanya Antalya

Alanya Kalesi’nin batısında konumlanan Damlataş Mağarası, birçok hastalığa şifa olmasıyla yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Ülkemizde turizm için açılan ilk mağara olan Damlataş, normalden yaklaşık 10 kat daha fazla karbondioksite sahip olması ve nem oranı sayesinde özellikle astım tedavisi için çok ideal bir ortam sunuyor. Astım sorunun için mağaraya gitmek istersen önce doktorundan rapor alman gerekiyor. Bu rapor sayesinde mağaranın turistlere açılmasından önce girmene izin veriliyor. Çeşitli egzersizler içeren tedavi yöntemi 1954 yılından beri uygulanıyor. Gezi amacıyla gelip mağarayı gördükten sonra tam önündeki Damlataş Plajı’nda incecik ve tertemiz kumların tadını çıkarabilirsin.

Noel Baba Kilisesi, Demre Antalya

Noel Baba Kilisesi, Demre Antalya

Birçok kişi tarafından Noel Baba Kilisesi adıyla bilinen Aziz Nikolaos Kilisesi, Demre’de konumlanıyor. Milattan önce 3. yüzyılda Patara’da doğup Myra şehrinde piskoposluk yapan Aziz Nikolaos, Myra’nın Likya bölgesinin başkenti olmasıyla Anadolu’da önemli bir din otoritesi haline gelmiş. Birçok kültürde Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolaos adına Demre’de yapılan kilise Bizans mimarisinin önemli bir yapısı olarak özellikle Orta Bizans Dönemi sanatının en güzel örnekleri arasında yer alıyor.

Karain Mağarası, Antalya

Karain Mağarası, Antalya

Ülkemizde bulunan en büyük doğal mağara olan Karain Mağarası, Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında konumlanıyor. Bu mağarada yapılan kazı çalışmaları sonucunda 500.000 yıl öncesine dair kalıntılar bulunmuş. Kalıntılarda yapılan incelemelerle bu mağaranın insanların yerleşim birimi olduğu keşfedilmiş ve bu keşif sonrasında Karain Mağarası, Türkiye’de insan yaşamının görüldüğü en büyük mağara olmuş. Günümüzde mağarayı ziyaret etmek için 12,5 TL giriş ücreti ödemen gerekiyor. Pazartesi günleri kapalı olan mağarayı gezdikten sonra kazı çalışmalarından çıkarılan eserlerin sergilendiği Karain Müzesi’ni de görebilirsin.

Taşköprü, Yüreğir Adana

Taşköprü, Yüreğir Adana

Seyhan ve Yüreğir’i birleştiren Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde konumlanıyor. Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırıldığı düşünülen köprü, birçok medeniyete ev sahipliği yapan Adana’nın simge yapılarından biri. 319 metre uzunlukta olan köprünün 21 tane kemerinin 14’ü şu an hala ayakta. Yıllar boyunca çok kez yenilenen köprü günümüzde kullanılmaya devam ediyor. Bu nedenle de Taşköprü dünya üzerinde hala kullanılan en eski köprülerden biri olarak ünlü.

Yedi Uyurlar Mağarası, Tarsus Mersin

Yedi Uyurlar Mağarası, Tarsus Mersin

Kuran-ı Kerim’de bahsi geçen Eshab-ı Keyf Mağarası, hem İslam hem de Hıristiyanlık için kutsal kabul ediliyor. Mağara konu olduğu efsane nedeniyle Yedi Uyurlar Mağarası olarak biliniyor. Mağaranın ismine yön veren efsane ise oldukça ilginç. O dönemde Rum hükümdar Dakyanus, halkının putperestlik dinine bağlı kalmasını istiyormuş. Hıristiyan dinine mensup olan Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş adlı yedi genç tek Tanrıya inanıyormuş ve putperestliğe dönmeyi reddediyormuş. Bunu duyan hükümdar onları ölümle tehdit etmiş. Yedi genç bu mağaraya sığınmışlar ve tanrı onları 300 yıl boyunca uyutmuş. Gençlerden ilk uyananı yiyecek almak için gittiğinde elinde eski parayla halkın ilgisini çekmiş ve halk onun nereden geldiğini merak etmiş. Bunun üstüne genç, mağarayı göstermiş ama mağarada sadece yedi yavru kuş varmış. İşte bu efsane süregelmiş ve halk arasında mağara Yedi Uyurlar adıyla anılır olmuş.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://blog.delitavsan.com/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Facebook Yorumları