Hayatta Başarılı Olmanın 5 Sırrı, Nereden Başlamalıyım Nasıl Başarılı Olurum?

Kendinizi Tanıyın

“Kişisel gelişimim için ilk ne yapmalıyım?” diye soracak olursanız; ben ilk adım olarak kendini tanımanızı öneririm. Fiziki görüntünüzden ziyade özünüze ulaşın. Doğuştan getirdiğiniz mizacınıza ve buna uygun hayat amacınıza odaklanın. Yaşamınızı gözden geçirin, maddi değil manevi boyutta yaşadığınız eksiklikleri görmeye çalışın. Ekonomik koşullar sadece sizin elinizde olan bir mevzu değil. Manevi dünyanıza da etkisi var ama iyi bir kişisel yönetim gücünüz oluşursa bir şeyin sizi ne kadar etkileyeceğine siz karar verebilirsiniz. Kişisel gelişimi bir binaya benzetecek olursak temeli, kendini iyi tanımaktır diyebiliriz. Temelinizi ne kadar sağlam atarsanız üstüne çıktığınız katlar o kadar sağlam olur.

Kendinize İnanın

Her ne konuda olursa olsun eğer bir şeye başlayacaksanız mutlaka kendinize inanın etrafınızda size yapamazsın diyecekler bir işe gireceğiniz zaman onlar yapamadıkları için sizin de yapmanızı istemeyecekler emin olun. Elbette çevrenizden, dostlarınızdan, arkadaşlarınızdan, ailenizden yardım alın konuyu danışın ama her zaman şu aklınızda bulunsun bir işe başlayacağınız zaman örneğin bir iş kuracaksınız kuracağınız işte karda zararda sizin olacak başarılı olmak için iç sesinizi dinleyin ve bunu ancak kendinize inanarak yaparsanız başarılı olursunuz. Mesela birinden hoşlandınız gidin ve konuşun suskun kalmak için hayat çok kısa, size o kız sana bakar mı ya da tam tersi çocuk sana göre değil diyenler elbet olacak ancak siz kendinize inandığınız da o sizin denginiz mi değil mi bunu ancak siz görebilirsiniz.

Hayatta bizi en çok yaşayabilecekken, yaşayamadıklarımız yıkmadı mı? Vakit varken bir yerlerden başlayın ki inandığınız ne varsa onu gerçekleştirin.

Geleceği Planlayın Planlı Hareket Edin

Başlığı görenler şunu akıllarından geçirmiş olmalılar. Nasıl olacakmış bütün gün işteyiz zaten yarısı yolda geçiyor zaten zamanın. Haklısınız bütün gün iş zaten 8 saat çalışmak aptalca. Kendinize bir yol haritası çizin aynen eskiden okullarda yaptığımız gibi bir program belirleyin. Sabah kalkacağınız saatleri yazın, yapacaklarınızı sıralayın.

Hayal kurmayın demiyorum ama hayallerin de ötesinde bir hedef koyun ve o hedefe ulaşmak için ise planlı bir şekilde hareket edin. Bunu kafanızda tasarlayın aylık ya da yıllık olarak plan yapın bir çizelge oluşturun o çizelgeye başlangıç noktasından yazmaya başlayın bir hafta sonra baktığınızda geride neler yapmışsınız onları gözden geçirin.

Bir ay sonra çizelgenizde başardıklarınızı veya yaptığınız hataları nasıl düzeltebilirsiniz onları görebilirsiniz.

Zaman geçtikçe hedefinize daha da yaklaşacaksınız ve bu sizi fazlasıyla motive edecek.

Çevrenizdekiler size alaycı bakışlar ile çocuk gibi not mu tutuyorsun diyecekler aldırmayın hatta notlarınıza onların kötü ve iyi yorumlarını da yazın ki en azından kim yanınızda kim arkanızda bunu da kolayca tespit etmiş ve gözlemlemiş olursunuz.

Vee başarın hedef koyduğunuz zamanın sonuna geldiğinizde eksik olanları gözden geçirin tamamlayabiliyor iseniz tamamlayın eğer tamamlayamıyorsanız çizelgenizde yer verin ilerleyen süreçte onların da tamamlandığını ve başardığınızı göreceksiniz.

“Planlı hareket eden bir aptal, plansız bir dâhiyi alt edebilir.” | Warren Buffett

Maddi Durumunuzu Paylaşmayın

Liderler seçimleri kazanmak için halkı fakirleştirir ve o fakirlere yardım yaparak oy kazanırlar. Bu benzetmeyi neden yaptığımı özetleyim sizin mali durumunuz iyi olduğunda etrafınızda o kadar çok dostunuz olur ki ilk etapta çok dostunuzun olduğunu düşünürsünüz ancak farkına varabilmek için bazı kayıplar yaşamanız gerekecektir. Maddi durumunuzu olabildiğince gizli tutun. Size tecrübeyle esas şunu söyleyebilirim ki bir insanı tanımak istiyorsanız araya para koymanızı öneririm.

Kaybetmekten Korkmayın

İnsanların fıtratında kazanmakta var kaybetmekte. İnsanlar, genelde ikili ilişkilerde çok sevdikleri kişileri hayatlarının belli dönemlerinde kaybetme korkusu yaşayabiliyor. Kaybetme korkusu sevdikleri kişileri kaybetmekten, sahip olunan konumu kaybetmeye kadar, farklı alanlarda yaşanabilir. En büyük korkularımız arasında yer alan kaybetme korkusu, kontrol altına alındığında, olumlu ve insani bir duygu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu duyguda aşırıya kaçıp, hayatı zindana çevirecek dereceye ulaştığında mutlaka destek alınarak düzeltilmesi gerekmektedir.

Tedavi edilmeyen bu tarz korkular daha ileriye giderek anksiyete bozukluğuna neden olabilmektedir. Yaşamda bireylerde başlayan bu korku, yaşamın tüm yönetim alanlarında görülür. Peki, kaybetme korkusu nedir, kişileri nasıl etkiler, hayatı olumsuz etkilememesi için neler yapılabilir.

Kaybetme korkusu; kişilerin sahip olduklarını kaybetmek istemedikleri zamanlarda yaşadıkları bir duygudur. İnsanların hayatları boyunca yaşadığı ve strese neden olabilen olgular arasında yer alır. Bu durumun kaynağı; sahip oldukları mutluluğu kaybetmek, yalnız kalmak istememek ve sevdikleri kişiden ayrı kalmak istenmemesi olabilir.

Bu duygu dozunda olduğu sürece, ilişkiye motive olmayı artırır. Ancak bu duyguda aşırıya kaçılması, takıntı haline getirilmesi yaşam kalitesini önemli ölçüde bozar ve mutlaka destek alınarak düzeltilmesi gerekir. Bu durumda korkular, psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara neden olabilir. 

Örneğin; kişilerde anksiyete bozukluğu, yoğun stres nedeniyle depresyon gelişebilir. Bunun nedenlerine inerek, sorunların kökünden giderilmesi gerekir. Şu duygulardan arındığınız zaman kaybetme korkularınızı yeneceksiniz insanları kendinizden aşağıda ya da onları sizden daha aşağıda görmezseniz herkese eşit şekilde davranırsanız ikili ilişkilerinizde daha başarılı olursunuz. Ticari anlam ise mutlaka o işte başarılı olacağınızı kendinize inandırın ve başarın eğer bir işe korkula başlarsanız o işte başarılı olmanız hayalin ötesine gitmeyecektir.

'Kaybetmekten korkma. Bir şeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve unutma; Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin.' – Che

Yazar: Sertaç Taşdelen